MaTRaK GeNCLiK
  Sizden gelen...şiirler
 
} -->

 

GURBET

 

Bitmiyor kederin, tükenmez gamın
Öldürecek misin, ey zalim gurbet?
Ufaktan ufaktan esiyor samın
Solduracak mısın ey zalim gurbet?

Öyle bir seraba bağlattın beni
Hasret ateşiyle dağlattın beni
Otuz dort senedir ağlattın beni
Güldürecek misin ey zalim gurbet?

Umutlarım vardı yok ettin benim
Sana ilenmemi hak ettin benim
Simsiyah saçımı ak ettin benim
Yolduracak mısın ey zalim gurbet?

İstikbal adına kazdın kuyumu
Sinir küpü ettin bozdun huyumu
İnsafa gelip de artık suyumu
Kaldıracak mısın ey zalim gurbet?

Gurbet’ci der ettin gönlümü viran
İyileşmez artık derindir yaran
İnsafınmı yoktur her dakka her an
Saldıracak mısın ey zalim gurbet?

 

=============================

 

            GURBET BASKADIR

 

Gurbetin kahrını bilenler bilir
Hasret bir başkadır, gurbet başkadır
Irkçı Avrupaya gelenler bilir
Nefret bir başkadır, gurbet başkadır

Hasretle eş dostla vedalaşarak
Ayrılırken dostça kucaklaşarak
Sevdiği her şeyden, uzaklaşarak
Göç bir başkadır, gurbet başkadır

Bu gurbette başka hava esiyor
Bir gelen dönmekten umut kesiyor
Bunu duyan herkes hayret ediyor
Hayret bir başkadır gurbet başkadır

Ölümle gurbetin, farkı sorulur
Gurbetçi ölmeden diri gömülür
Yaşam için gayret eder yorulur
Gayret bir başkadır, gurbet başkadır

Gurbetci bu sözlerin sineyi dağlar
Gurbetçi herkesten, en iyi ağlar

Kurtulurum diye bir umut bağlar
Esaret başkadır, gurbet başkadır

 

 

DOSTLAR.

 

Hasret yaşadım otuz beş yıl
Çok çektim beynimde kalmadı akıl
İsterdim vatanda olmak, olmadı vasıl
Adıma bir şiir yazın dostlarım

Bu gurbet eline düştüm düşeli
Bazen kederliyim bazen neşeli
Kat kat’tir dertlerim beşyüz köşeli
Naciz selamımı alın dostlarım

Dostlar bana yakın ben dosta yakın
Gurbet’ci çok vatan hastasi bakın
Ölürsem eger burda, siz yasta bakın
Kabrimi köyümde kazın dostlarım

 

 ISTIYOM.

 

Olmez sag olursam bu yaz insallah,

Silayi bir daha gormek istiyom,

Koyume varinca aksam sabah,

Topraklara yuzumu surmek istiyom.

 

Dedilerki bana umitli kulsun,

Kismet ise isteyin yerini bulsun,

Dostlar buna vasita olsun,

Manavuza selam vermek istiyom.

 

Bir heybe alsam sirtima,

Ciksam yaylada bir dagin sirtina,

Uc tane sogan, 5 tane kaynamis yumurta,

Bazlamaya durup yemek istiyom.

 

Baslarim avrupasindan gavurundan,

Ne hayir var olusunden sagindan,

Biktim heryerde domuz kokusundan,

Ben memlekete gitmek istiyom.

 

Tiksindim bunlarin agiz kokusundan,

Hayir gelmez parasindan pulundan,

Oldurecek bunlar kalp krizinden,

Ben memlekete gitmek istiyom.

 

Birileri selam gondermis sabret diyor.

Gelirim ama bazi seyler zorluyor,

Heleki coluk cocuk kanadim kiriyor,

Burda kalmak degil donmek istiyom.

 

Sorarlarsa niye yazdin bunlari diye,

Gelecek nesile olsun hediye,

Manavuzda dogdum turkmenim diye,

Her yerde gosumu germek istiyom.

 

 

Ender Oruc

Hollanda..


^^^^GÜLMEK İSTİYORUM^^^^


Hep hüzünlü sarkılar dilimde
Tebessüm yok acılar içimde
Ağladıgim bu garip yüzümde
Gülmek istiyorum sadece gülmek

Ne aylara isyanım ne senelere
Sözüm yok benden kacıp gidenlere
Kahrımda yok seslenemiyorum kaderime
Gülmek istiyorum sadece gülmek.
Belki dönecegim evime
Aglamayı unutup gülecegim belkide
Sitem etmem hiçbir zaman kaderime
Gülmek istiyorum sadece gülmek.


BİTLİS TATVAN
EGER ATARSA Ş=364
yani seneye bu vakit
NE fanta
NE kola
bekliyecegim
Yedi günü


Mesut ÖZTÜRK


Özlem...
Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Buğulanan camlara
Adını yazmaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Uzaklara bakınca
Gözlerinin yaşlanmasıdır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Sevdiği yağmurda
Aptalça ıslanmaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Yatağa girince yabancı diye
Başını yastığa koymamaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Gördüğün herkesi
Sana benzetmektir

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Gelmeyeceğini bilmene rağmen
Her yeni güne umutla başlamaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Adını sayıklayarak
Ölümü beklemektir...

Mehmet BAYRAM


Zap Şiiri...
Karanlık gecede kara sudan zap suyuna giden yol,
Dolunay azaplığında vatanımın,
Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm,
Alın yazımıza vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış


En güzel türküyü kurşun söyler özüme,
Ola ki Tendürek ağıdı Cudi, Havar türkülerinde,
Muhabbeti bulurum bir zaman,
Şahadetse aslanların savaşında,

Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde,
Can veren, kan veren yiğitler,
Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına
Karanlık gecede el uzattık hilale,
Vurgun yedik seher rüzgarında,
Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına,
Savaş türkülerinde kendimizi bulduk,
Vatan türküsüyle huy eyledik her zaman

Kürşat baskınlarında şahadetime destur verilirken,
Tekbir-i ilahi ki bayrağımdaki iman,
Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül,
Neylerim, neylerim sensiz acep?

Seninle gezerim Şavşat’ı, Kars’ı,
Seninle inerim Bingöl’den Van’a,
Muş’tan el ederim Adıyaman’a,
Ben deli sevdalar yaşar uykusu geçerken,
Keleş sesinde yas tutarım,
Ölen şehitlerin ardından,

Mimarisi olduğum Anadolu’yu gezerken,
Nasibim bir kurşun olup da, düşersem toprağa,
Eğer, eğer toprak bana asmışsa bağrını,
Damla damla düşüyorsa toprağa kan,
Bayraklara sarılıyorsa tabutlar,
Analar, analar ağlıyorsa yigik erlerinin ardı sıra,
Gelinler, gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerinin ardından
Ki Türk devleti öksüz kalacaksa eğer,

Koyuver şahin misali saldırsın İbrahim’in delilerini,
Mehmetçesine, çakal sürüsüne,

Ay gökte kaldıkça,
Ulu kocaların, ak sakalların duası
Üstüne olsun.

Amin!

Şiir...
Sırtımda taşımaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl , nasılda delinmez küfen ?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü , fen,
Allah derim, başka hiç bir şey demem!
M.AKİF ERSOY

Ersel ŞAHİN


TABUT

-----------------------------------

Tahtadan yapılmış bir uzun kutu:
Baş tarafı geniş ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.

Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.

Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.

Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak ?

 
  Bugün 14302 ziyaretçi (23712 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol