} -->
Gönderdiğiniz fıkralar için teşekkür ederiz...
HOCA fikrasi, bir gun hocanin biri koyde bir kiza asik olmus. kizin evi caminin karsisindaymis. istetmeye yollamis cemaatten bazi buyukleri ama vermemisler hocaya kizi. bir gun hoca ogle namazini okmak icin cikmis minareye bir bakmis karsida kizin babasi kiz ve kizin ailesi. almis eline mikrafonu bu EZANi sevipte kavusamayanlar icin okuyorum demis ve ALLAHU EKBER ALLAHU EKBER:::.:: devam etmis.
Trafikçi meslektaşım rahmetli olmuş.Sırat!a yaklaşınca melekler sormuş bak demişler senin için bi ayrıcalık yapıldı burda yol ikiye ayrılıyor sağdan gidersen Cennet'e soldan gidersen Cehennem'e varırsın tercih senin demişler.Tabi trafikçinin kafa başka yerde meleklere dönmüş "abi ben kavşakta kalsam olmaz mı" demiş.
Adamın birini kırmızı ışıkta geçtiği için polis durdurmuş, adamdan ehliyet ruhsat istemiş. Adam “Yanımda yok, arkadaşın evinde içiyorduk, sanırım fazla kaçırdım, biraz sarhoşum. Orada unutmuş olmam lazım” demiş. Polis dumur olmuş tabii.. Kırmızı ışık, alkol, ehliyet-ruhsat yok... Gitmiş komiserine durumu anlatmış. Komiser gelmiş adama ehliyet-ruhsat sormuş, adam çıkartıp uzatmış hemen. Komiser şaşırmış tabiii... Alkolmetreyi çıkarıp üfletmis, adamda zerre alkol yok... Şaşırmış tabi.. “Ya’u memur bana sizin alkollü olduğunuzu ve ehliyetinizin yanınızda olmadığını söyledi!..” demiş. Bizim uyanık dönmüş komisere.. “Siz ona aldırmayın, pek iyi değil galiba.. Birazdan size kırmızı ışıkta geçtiğimi filan da söyleyebilir!..”
Polis memuru büfeden bir paket sigara almış. Parasını vermeden uzaklaşırken büfeci arkadan bağırmış “Memur bey, parayı unuttunuz...” Polis cevap vermiş ”Para istemez, biz namuslu memurlarız, alışveriş ettiğimiz yerden rüşvet almayız..”
Aşırı hız nedeniyle durdurulan sürücüye;
-aşırı hız yaptınız ehliyetiniz lütfen ceza kesmek zorundayım
-abi ben hız yapmadım üstelik radarcı mustafa benim arkadaşım
-hangi mustafa ben tanıyamadım
-bende fotoğrafı olacaktı göstereyim. der bir 20 lik çıkarıp verir
-başka fotoğrafı yok mu bu mustafa'nın
-canım arkadaşım dediysem albümünü yanımda taşımıyorum herhalde
RAMAZAN FIKRASI. ALLAHA inanmayan adamin biri ormanda dolasiyormus.birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve adami kovalamaya baslamis.adam butun gucu ile kacmasina ragmen ayi gittikce yaklasiyormus.adamin ayagi dala takilip dusmus ve AYI adamin uzerine atlamis, pencesini kaldirmis tam vuracakken,TANRIM diye bagirmis adam. o an zaman durmus deredeki su bile akmaz olmus ayi dona kalmis.gokyuzunden isik huzmesi adamin uzerine parlamis. derindengelen ilahi bir ses adama,yillarca RABBINE inanmadin simdi boyle bir durumda rabbinden yardim istiyosun.seni sevdigimiz bir kulmu sanmaliyiz demis. ADAM:: utanc icinde, bunca yildan sonra size bunca karsi geldikten sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik olur, ama belki ayiyi musluman iyi bir ayi yapa bilirsiniz demis, PEKI istedigini yapacagim diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. nehir tekrar akmaya baslamis hersey eski haline donmus. AYI pencesini indirmis,iki pencesinide goge dogru cevirmis dua etmek icin. TANRIM SENIN RIZAN ICIN ORUC TUTTUM, SENIN RIZKINLA ORUCUMU ACIYORUM,HAMDOLSUN VERDIGIN NIMETLERE....
HER BIR SORLUGUN OLAYI VAR: DELMEDEN TUTULAN ORUCUN MÜKAFATI CENNETTIR:
BENIM EN MUHTAC OLDUGUM GÜNÜ SIZE SÖYLEYIM MI? KABRIME KONULDUGUM GÜN
FIKRA
NASREDDIN HOCA ESEGINI PAZARA GÖTÜRÜP SATMAK ISTER.ESEGI SATIN ALMAK ICIN BIR MÜSTERI GELIR ESEGIN YASINI ANLAMAK ICIN DISINE BAKARCAK OLUR ESEK ONUN ELINI ISIRIR ADAM FENA HALDE CANI YANARAK CEKILIR GIDER BASKA BIR MÜSTERI CIKAR KUYRUGUNU KALDIACAK OLUR KABA ETINE DEMIRDEN BIR CIFTE YER O DA TOPALLAYARAK ACI ICINDE GIDER TELLAL GELIR DER KI : HOCAM SENIN BU ESEKGI KIMSE ALMAZ ÖNÜNE GELENI ISIRIYOR ARKASINA GECENI TEKMALIYOR NASREDDIN HOCA BASINI SALLAR VE SÖYLE DER?
ZATEN BEN DE ONU PAZARA SATMAK ICIN GETIRMEDIM INSANLAR GÖRSÜNLER DE BENIM BU ESEKTEN NELER CEKTIGIMI ANLASINLAR DIYE GETIRDIM
FIKRA::: amarikali ingiliz ve irakli oturmus bagdatta cay iciyorlarmis, AMERIKALI iciyor cayi bardagi havaya atiyor cekiyor silahi bardagi vuruyor. bizim ulkemiz oyle zenginki bir bardaktan iki sefer cay icmeyiz diyor. INGILIZ. cayi iciyor bardagi havaya firlatiyor tak vuruyor bardagi, bizim ulkemizde cok sahil kumu var bizde camin hammaddesi cok diyor. IRAKLI garibimde iciyor bardagi atiyor havaya amereikali ile ingilizi vuruyor. biz bir kere cay ictigimiz insanla birdaha icmeyiz diyor...
FIKRA::: birgun kadinin biri sahilde yururken ayagina birsey takiliyor bakiyorki bir lanba. Aliyor eline biraz ovaladiktan sonra cin cikiyor. benden diyor sadece bir dilek dileme hakkin var ne dilersen dile diyor. kadin cebinden bir dunya haritasi cikararak, su savasan ulkeler varya, savaslarini sona erdir yillardir savasiyorlar dunyada mutluluk huzur olsun diyor. CIN, bire kadin dilek dile dedikse o kadarda deyil diyor o ulkeler yillardir savasta en iyisi baska dilek dile diyor kadina. kadin biraz dusunuyor ve hayatimda dogru bir erkek karsima cikmadi, zarif kibar, ince dusunceli, karizmatik, eglenceli, sevecen ve omur boyu sadik kalacak ERKEK diliyorum demis.CIN derin derin icini cekmis ve birinci dilegine donelim uzat bakiyim su haritayi demis.
FIKRA.. alman ingiliz bizim temel ucakta yolculuk ediyolarmis. Almanyanin uzerinden gecerken alman demiski bakin su almanyanin gullerine dunyada esi benzeri yok demis.ingiliz biz onlara kicimizi sileriz demis. ucak ingilterenin uzerine gelmis. bu sefer ingiliz demis siz asil ingilterenin gullerine bakin demis. Alman bizde onlara kicimizi sileriz demis. ucak tabiki TURKIYENIN uzerine gelmis. temel demiski bakin su turkiyenin kangallarina ne guzel demis. bakmis kimseden ses yok. VARMI KICINI SILI BILECEK demiş
FIKRA.. anasi babasi kimsesi olman ahmet bir gun askere gider. cavusu ile tartisir ce mehmet cavuusu ahmete sover sayar. AHMETTE komutanina sikayete gider. komutanim der mehmet cavus bana sovdu der. KOMUTAN, biraz saf olan ahmete tamam oglum ben onla konusurum der. AHMET komutanim mehmet cavus benim herseyime sovdu der KOMUTAN tamam oglum ben ona kizarim der basindan savmak icin,AHMET. ama komutanim benim anneme babamada sovdu der. KOMUTAN tamam oglum sen git ben onla konusuru der. AHMET ama komutanim benim kimsem yok annemde babam da herseyim sizsiniz der.KOMUTAN cagir lan su mehmet cavusu der.
BU GERCEK bir gun bizim akrabalardan birinin sunnet dugununde. MEVLANANIN hocasi olan SEYDI BURHANETTIN turbesini ziyaret ediyorduk bizim koylu 3 ila 5 genc. kapisinda duruyorduk. malum buyukler iceri girdi okumak icin. tamda alamanaci mevsimi idi yazin. yanimizda emmi oglum HAYRI coskunda vardi. bir kiz gorduk turbeye girmek icin yanimizdan gecmesi lazimdi alimlimi alimli mini etek kisa kol felan tam yani. HAYRI abi basini salladi icini cekti dediki MEVLANA ne olursan ol yinede gel demis ama BOYLEDE GEL DEMEDIKI dedi.
Bu arada onun hakkında komik bir anımız var sizinlede paylaşmak istedim. SEVGİLİ İBRAHİM DAYIMIZ KÖYDEN YENİ GELMİŞ GÜNDÜZLERİ NAKLİYATÇILAR SİTESİNDE DAYILARIMIN ÇAYOCAĞINDA ÇALIŞIYORUZ AKŞAMLARIDA FUAR İÇERİSİNDE Bİ LAHMACUN SALONUNDA ÇALIŞIYORUZ. TABİ DAYIM O ARADA GÜREŞLE UĞRAŞIYOR İLK YILINDA 56 KİLODA KAYSERİ BİRİNCİSİ OLMUŞ BİRAZDA VÜCUT KASLI O GÜNDE SIFIR KOLLU Bİ TİŞÖRT VAR ÜZERİNDE ORAYA GELEN MUHTEMELEN GURBETÇİ SOSYETİK BİR BAYAN DAYIMIN ADELELİ ÜÇGEN VÜCUDUNU GÖRÜNCE GELDİ VE (Bodybuilding vücut geliştirme manasında) DAYIMA AFEDERSİNİZ SİZ BADİMİ ÇALIŞIYORSUNUZ DİYE SORDU GARİBAN BADİYİ NE BİLSİN CEVAP FIKRALARA KONU, "" YOK BACIM GÜNDÜZLERİ ÇAYOCAĞINDA ÇALIŞIYORUM GECEDE BURDA ÇALIŞIYORUM""
Bi Kars fıkrası daha. Karsta Azeri Kürt Terekeme ve Yerli olmak üzere dört ırk vardır. yerlilerle kürtlerin birbirlerinden pek hoşlanmadığı söylenir. Fıkramız şöyle: Bir yerli ve bir kürt iranda bi suç işlerler ve idama mahkum edilirler ve kadı önce kürte son isteğini sorar kürt ölmeden anamı son bir kez görmek isterim der. Kadı kabul eder ve emir verir getirin bunun annesini der ve yerli kardeşimize sorar senin son isteğin ne der. Yerli son isteğini söyler "Kürde anasını göstermeyin."
MEMUR fIKRASI: bir gun ABD li INGILIZ ve TURK maliye bakanlari bir araya gelmis. ABDli bakan bizim memura gerkli olan para 1000 dolar ama biz 1500 dolar veriyoruz demis. 1000 dolar ihtiyaclari icin geri kalan 500 dolara ne yapiyolar bilmiyoruz demis.INGILIZ bakan bizimde memurumuza gerekli olan para 1000 pount ama demis biz 1200 pount veriyoruz. 1000 ihtiyaclari icin. geri kalan 200 pountu ne yapiyolar bizde bilmiyoruz demis. TURK bakan sizinkide birseymi demis, bizim memurumuzun ihtiyaci 1000 ytl biz memurumuza 500 ytl veriyoz. geri kalan 500 ytl yi nereden buluyolar biz onu anlayamadik demis
FIKRA.haciya giden kadinin biri dugune gitmis. dugun sahibleri israrla oynamasini istemisler. kadin olmaz gunah desede israrlara dayanamayip oynamaya baslamis.kollarini kaldirmis hafif bir sekilde bir saga bir sola donmeye baslamis.ALLAHIM gunah yazma, ALLAHim gunah yazma,derken muzikle birlikte hizlanmis. ister yaz ister yazma,ister yaz ister yazma.
Fıkralara konu demişken bide fıkra anlatayım bari. Kars`lının biri İstanbula gitmiş orda tanıştığı bir İstanbul'luyla gezerken Sultan Ahmet Camii önündeki kuşları görmüşler ve Kars'lı aaa guşlara bak demiş yanındaki İstanbul`lu da onlar guş değil kuş demiş ve adam şöle bir bakmış: -haggatenmi gardaş
-Emmede guşa benziyirler demiş.
Haftaya damgasını vuran üç yeni gelişme;
Rus fizikçiler yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını, bunun ise atalarının bundan 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin olduğunu kanıtladıgını duyurdular.
Bu olaydan 1 hafta sonra Amerikan gazetelerinde ilginç bir manşet. Amerikan bilim adamları yerin 200 metre altında 2000 yıl öncesine ait fiber optik hatlar bulduklarını, bunun ise, amerikan toplumunun Ruslardan 1000 yıl öncesinde gelişmiş digital haberleşme sistemleri olduğunu söylediler.
Bir hafta geçmeden Türk gazetelerinde yeni bir manşet. Türk bilim adamları yerin 500 metre altına kadar kazdıklarını ve hiçbirsey bulamadıklarını, bunun ise atalarının 5000 yıl öncesinde kablosuz iletişim sistemlerini kullandıklarını söylediler....
BİR TAKSİ ŞÖFÖRÜ KARADENİZDE BİR KÖYDE BİR TAVUK EZMİŞ TEMEL O KÖYÜN MUHTARI, TAKSİCİ ALMIŞ TAVUĞU MUHTAR TEMEL'E GİDİP BEN BU TAVUĞU EZDİM SAHİBİNİ GÖSTERİNDE PARASINI VEREYİM DEMİŞ. TEMEL TAVUĞA BAKMIŞ BU TAVUK BİZİM KÖYÜN DEĞİL DEMİŞ. ADAM ISRARLA HEMŞERİM BU KÖYDE EZDİM BEN BU TAVUĞU DEYİNCE TEMEL SİNİRLENMİŞ. HEMŞERUM BİZUM KÖYDE BOYLE YASSI TAVUK YOKTUR DA DEMİŞ
AKILLI ANNELER..mehmet ile handan ogrencilik hayatinda ayni evi paylasmaktadirlar. Bir gun handan ile mehmet mehmetin annesini yemege davet etmisler.anne yemekte iken handani uzun uzun suzer ve handanin alimli guzel bir kiz oldugunu gorur. aralarinda ev arkadasligindan daha ileri ne boyutta oldugunu ogrenmek icin genclerin agzini arar.MEHMET annesine derki ne dusundugunuzu biliyorum ama inanin ev arkadasliginizdan ilerisi yok der.Aksam yemeginden sonra mehmetin annesi evine doner.Aradan bir iki gun sonra HANDAN derki,mehmet annen bize geldiginden beri gumus tepsiyi bulamiyorum der.MEHMET annemin alacagini sanmiyorum ama yinede bir sorayim mektupta der. MEKTUPTA YAZAR annecigim bizdeki gumus tepsiyi sen aldin demiyorum,almadinda demiyorum. ama sorun suki sen bize geldiginden beri gumus tepsi kayip oglun mehmet der.ANNENIN BIR HAFTA SONRA MEKTUBU GELIR. sevgili oglum handan ile yatiyosun demiyorum ama yatmiyosunda demiyorum.fakat konu su ki, handan kendi yataginda yatiyor olsa idi gumus tepsiyi coktan bulmus olurdu.
FIKRA:: birgun temel ajanliga soyunuyor. tabi ajan oldugu icin isn°minide degistiriyor ismini MUSTAFA. emir koyuyor. emir geregi ingiltereye gidim dunyaca unlu ajanlarla tanismaya gidiyor. ajanlarin takildigi bara giriyor. burada karsisina cikan birine tanismak icin adini soruyor. tabi ingiliz cevap veriyor.
BOND JAMES BOND. bondta bizim temele adini soruyor. TEMEL:: TAFA MUS TAFA
Resul kardeşimle yarışmış gibi olmayımda fıkrasını okuyunca bi fıkrada benim aklıma geldi: DÜNYA POLİSLERİNİ BİR SINAVA TABİ TUTMUŞLAR SINAVIN BİR BÖLÜMÜNDE EN KISA ZAMANDA BİR FİL GETİREN ÜLKE POLİSLERİ EN ÇOK PUANI ALACAKLAR. İNGİLİZ POLİSLERİ 1 HAFTA İÇİNDE BİR FİL GETİRİYORLAR ALMAN POLİSİ 2 HAFTADA BİR FİL BULUP GETİRİYOR TÜRK POLİSİ 1 HAFTA 2 HAFTA 3 HAFTA ORTALARDA YOK DÖRDÜNCÜ HAFTA BİR ASLAN BULUP GETİRİYORLAR SINAV KOMİTESİ ŞAŞIRIYOR YA BİZ SİZE ASLAN DEMEDİKKİ DER DEMEZ AĞZI YÜZÜ KANLAR İÇİNDEKİ ASLAN LAFA GİRİYOR "" VALLAHA BİLLAHA BEN FİLİM "" DİYOR.
FIKRA,Trafik polisi yol kontrolünde bir arabayı durdurur ve sorar.
_ehliyet ruhsat lütfen
_Şoför uzatır.
Bakmış polis bir sorun yok.
_peki demiş egzoz pulu.
_Tabi ki demiş adam uzatmış.
_ilk yardım çantanız demiş polis
_ Şoför bagajı açmış göstermiş.
_Polis zincir çekme halatı takoz nerede demiş
_ Şoför hepsini göstermiş.
Peki demiş POLIS sizin mezdeke kasetiniz var mı?
_Şoför şaşırmış ama tabi ki var buyurun demiş.
_ polis siz kaseti teybe takın ve son ses açın demiş.
Polis başlamış oynamaya kıvıra kıvıra oynuyormuş.
_Şoför şaşkınlık içinde hayrola memur bey
POLIS cevap vermiş.
_ Eeee eşek değilsin ya artık takarsın bir 50 ytl.
İstanbul`a gurbete giden Erzurumlu, dönüşte karısına istanbul`lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor.... Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmiş : -Uy kocacığım, it gibi titirirsen der....
Yine Karstaki yerli kürt çekişmesini anlatan bi fıkra: AZERİ,YERLİ VE KÜRT İRANA GİTMİŞLER YASAK OLMASINA RAĞMEN İÇKİ İÇERKEN YAKALANMIŞLAR AZERİ VE KÜRT İÇKİ İÇİYORLAR YERLİDE İÇKİ İÇMİYOR AMA MEZEDEN YİYORMUŞ CEZALARI KESİLMİŞ AZERİ VE KÜRDE 150 KIRBAÇ YERLİYE 100 KIRBAÇ O GÜN PRENS İYİ GÜNÜNDEYMİŞ AZERİ VE KÜRDE BİRER İSTEK HAKKI YERLİYE İKİ İSTEK HAKKI TANIMIŞ. AZERİYE İSTEĞİNİ SORMUŞLAR AZERİ YERDEKİ MİNDERİ GÖRMÜŞ ŞU MİNDERİ SIRTIMA BAĞLAYIN DEMİŞ MİNDER 100 KIRBACA DAYANAMAMIŞ PARÇALANMIŞ BUNU GÖREN KÜRT UYANIKLIK YAPMIŞ VE SIRTIMA İKİ MİNDER BAĞLAYIN DEMİŞ AMA 150 KIRBACA İKİ MİNDERDE DAYANMAMIŞ İKİSİNİNDE HALİ PERİŞAN SIRA YERLİYE GELİNCE YERLİ BENİM İLK İSTEĞİM ARKADAŞLARIM 150 KIRBAÇ YEDİ BEN 100 KIRBAÇ HAKSIZLIK BU BANADA 150 KIRBAÇ VURULSUN DEMİŞ KABUL ETMİŞ VE İKİNCİ İSTEĞİNİ SORMUŞLAR YERLİ İKİNCİ İSTEĞİNİ SÖYLEMİŞ."" KÜRDÜ SIRTIMA BAĞLAYIN "
Temelle dursun yolda bir ingiliz turiste rastlarlar
turist: do you speak english
temel: hayır(el hareketiyle)
turist: par la france
temel: hayır(el hareketiyle)
turist: knt du spoken dutch
temel: hayır(el hareketiyle)
turist:ispanyolca italyanca rusça felan derken turist yedi lisan saymış
temel hepsine hayır(el hareketiyle) demiş sonra turist çekmiş gitmiş
dursun temele demiş :ula temel bir lisan öğrensek iyi olur
temelde: ula olum manyakmısın ne gerek var bak adam 7 tane öğrenmiş gene derdini anlatamıyor.
FIKRA... uc bayan olur ve obur tarafa giderler kapida bunlari bir ZEBANI karsilar. birinci bayana sorar. sen kacani aldattinmi hic. 1. KADIN yok ben aldatmadim hic kocamdan baskasini gozum gormedi der.ZEBANI afferim sana der verin suna altin kapinin anahtarini der.2. bayana sorar sen kocani aldattinmi der.2.KADIN ben bir kere aldattim der ama baska aldatmadim demis.ZEBANI budada gumus kapinin anahtarini verin demis. 3. bayana sen kocani aldattinmi diye sormus. 3.KADIN ben her firsatta aldattim kocami ne yalan konusayim demis.ZEBANI bunada benim adanin anahtarini verin demis.
FIKRA... bir gun ABD baskani bush bagdata gider saddamin sarayina girer bakarki saddam koltugunda oturuyor. saddamin yanindada iki dugme varmis bunlar ne diye sorar. Saddam gosteriyim der 1. basar bir kol cikar ve saddami gidiklamaya baslar. saddam da kahkahalarla guler. BUSH diger dogme ne icin sorar. ikinciye baslar bir koldaha cikar oda BUSHu kidiklamaya baslar. ve BUSH ben ulkeme donuyorum der.aradan bir muddet sonra SADDAM ziyaret icin ABD ye gider beyaz saraya girer BUSH koltugunda oturuyor yanindada iki dugme var.SADDAM sorar bunlar ne diye BUSH gosteriyim der. 1. basar birsey olmaz ama BUSH gulmaye baslar.SADDAM ya ikinci der BUSH onada basar tekrar yine birsey olmaz. kahkahalarla gulmeye devam eder BUSH. biraz sonra SADDAM musade ister ben BAGDATA doneyim bush der. BUSH.
bağdat Film ekibi, sahra çölünün kızgın güneşi altında çekim yapmaktadır. Zor şartlar altında çalışırlarken, ihtiyar bir Kızılderili sete doğru yaklaşır ve yönetmenin yanına giderek şöyle der, "...Yağmur, yarın !" ve gider... Şaşıran yönetmen, ertesi gün yağan yağmuru hayretle izler. Bu sırada ihtiyar Kızılderili yine gelir, "..Fırtına, yarin!" der ve aniden uzaklaşır. Gerçekten de müthiş bir fırtına çıkar ve çölü birbirine katar. Yönetmen emreder, "Çabuk bana o Kızılderiliyi getirin! istediği parayı verin. O olmazsa biz bu filmi bitiremeyiz!". Adamlar, Kızılderiliyi bulur ancak yaslı apaçi bir turlu razı olmaz. En sonunda teklif edilen bir milyon doları reddedemez ve adamlarla birlikte kampa gelir. 1 ay boyunca, ihtiyar Kızılderili'nin söylediği her şey tutar, yağmur der yağmur, çöl fırtınası der, çöl fırtınası, kavurucu sıcak der, kavurucu sıcak...Yönetmen gayet memnun mesut durumda filmi çekmeye devam eder. Derken bir gün yaslı Kızılderili susar ve hiçbir şey söylemez. Yönetmen, 'nasıl olsa geçer' diye düşünerek bekler. 1 gün, 2 gün, 1 hafta, 1 ay derken yönetmenin sabrı tasar ve Kızılderili'yi bir kenara çekerek öfkeyle sorar, "Bana bak! sana bu is için dünyanın parasını ödedim! bir an önce marifetlerini göstermeye başlamazsan seni buradan atacağım!". Kızılderili omuzlarını silker, "..Radyo, kırıldı!"...
Gönderdiğiniz fıkralar için teşekkür ederiz...